Yaklaşık yirmi yıl önceydi. Avrupalı asıllı bir Müslüman, turist görünümlü kılık kıyafet içerisinde İstanbul’a gezmeye gelir. Döviz işlemi için bankaya gider. Sıra beklerken sırasının banka memuresi tarafından bir Türk müşteriye verildiğini ve kendisin bekletildiğini görür. Bunun üzerine İngilizce olarak neden kendi sırasının başkasına verildiğini sorar ve bu haksızlığa karşı çıkar. Banka görevlisi bayan memure hanım Türkçe olarak kendi kendine ama o turist Müslüman’ın duyacağı şekilde “pis kâfir beklesen ne olacak” diye söylenir. Ancak Avrupalı ama Müslüman olan o adam, memure hanımın söylediğini anlar. Görevli bayanın önüne gelir ve cebinden bir Kur’an’ı Kerim çıkarır açar ve bayanın önüne tutar “oku” diye söyler.

Bayan neye uğradığını şaşırır; muhatabı turist Müslüman’a ve bir de sayfaları açık bir şekilde önüne uzatılan Kur’ana şaşkın şaşkın bakar. Ne kutsal kitabından bir ayet okur ne de adama tek kelime söyler. Çünkü sözün bittiği yerdedir artık.

Tarihi akış içerisinde Müslümanların Kur’an ile ilişkileri farklı seyir etmiş olabilir. Kur’an sayfaları bazen mızrakların ucunda, bazen okunması yasak kitaplar arasında, bazen süslü kılıflar içerisinde duvarlarda asılı olarak ve bazen de kitaplıkta, CD’lerde, internette elini attığında uzanabileceği yakınlıkta olabilir.

Kur’an’a ulaşamamak ciddi bir sorun olmakla beraber esas sorun fiziki olarak ona yakın olmakla birlikte onu okumaktan ve anlamaktan uzak kalmaktır.

Bu olay Müslüman olduğunu söyleyen insanların karşı karşıya kaldığı bir sorundur. Bir insan hem Müslüman’ım diyecek hem de Müslümanlığı tanımlayan ve tarif eden Kur’an’ı okumayı bilmeyecek, okumayacak, öğrenmeye ve anlamaya gayret göstermeyecek! Bu anlaşılır bir şey değil!

Hâlbuki en güzel model “Üsve-i Hasene” olan Hz. Peygamber “sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir” buyurmaktadır. Bu anlamda hayırlı olmak Kur’an ile hemhal olmaktır. Onun mealini ve tefsirini okumak yani anlamak ve pratiğe indirmektir. Sadece Arapçasını da okumak değildir.

Bu noktada toplum ümitsiz vaka da değildir. Ciddi gayretler içerisinde olan birey, dernek ve vakıflarda vardır. İşte onlardan biride Mirac Kültür Merkezi’dir. Mirac Hanımlar Komisyonu üç yıldır, hanımlara yönelik “Kur’an-ı Kerim Meal (Bilgi) Yarışması” düzenlemektedir. Ciddi ve özgün bir çalışmadır. Klasik değil; görsel, sesli ve yazılı olan bu çalışma aynı zamanda hediyelide. Birinci olanların “Umre” ödülü ile ödüllendirildikleri etkinlik; Kur’an’ın anlaşılmasına yönelik bir etkinliktir.

Mirac Kültür Merkezi’ni kutlamak ve Hanımlar komisyonuna teşekkür etmek gerekir. Güzel bir hizmet. Onlardan hizmet bize ise katılmak gerekir. İlgililere bilgi: Bütün surelerden sorumlu olunacak (süper final) Meal yarışması 25 Mayıs Cuma günü Saat: 13.30 da Melikgazi Belediyesi Tiyatro Salonunda yapılacaktır. Tlf. : 0.352.221 4680 – 0 541 689 6729

Selam ve dua ile…

F. YILMAZ ALTUNÖZ