Ey kardeşim!

Hiçbir peygamber ve onların bağlıları, sevenleri hayatı bireysel (ferdi) anlamamış ve de yaşamamışlardır. Sosyal hayatlarında paylaşmacı (cemaat / ümmet) bilinci oluşturdukları gibi ibadetlerini de cemaat halinde yapmışlardır. Namazı cemaat olarak ümmet bilincine götürücü olarak kılmışlar ve Hac ibadetini de ümmet bilinci taşıyarak yerine getirmişlerdir. Hz. İsa (as) havarileri ve Hz. Muhammet (sav) ashabı ile en güzel örnek olmuştur. Şeytan ise bireysel (bencil) olmayı söyler. Sen peygamberlere tabi olmalısın. Şeytan ve dostlarına değil. 

Ey kardeşim!

Takva mescitleri namazı cemaatle kılmak, cemaat bilinci oluşturmak ve meselelere ortak bir bakış açısı geliştirmek için inşa edilmiştir peygamber (sav) tarafından. Ama Mescid-i Dırar da namaz kılmak ve bir araya gelmek yasaklanmıştır. Cemaatle namaz kılmak bazı mezheplere göre farz, bazısına göre farzı kifaye, bazısına göre ise sünneti müekkededir. Öyleyse cemaatle namaz kılmak İslami bir yükümlülüktür. Sen bu bilinçte olmalısın. Gerek evinde gerekse takva mescitlerinde cemaat olmanın sorumluluğunu yerine getirmelisin. Cemaat olmalısın.

Ey kardeşim!

“Cemaat” ve “Cemadat’ı” birbirinden ayırmalısın. İkisinin ayrı şey olduğunu bilmelisin. Cemaat; bir den fazla insanın aynı hedef ve gayeyi gerçekleştirmek için kafa, kalp ve davranış biçimi bütünlüğü içerisinde bir araya gelen, toplanan insanların oluşturduğu yapıdır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim “”Biliniz ki Allah, kendi yolunda hepsi birbirine kenetlenmiş, bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever. “(es-Saff, 61/4). Buyurarak cemaat olgusundan bahsetmektedir. Cemadat ise aklı ve şuuru olmayan cansız varlıkların gelişigüzel bir arada bulunmalarına verilen isimdir (taşlar gibi). İşte aklı olan bir varlığın cemadat gibi olması çok çirkindir. Sen mescitlerde cemaat bilinci içerisinde olmalısın.

Ey kardeşim!

Cemaat bilinci içerisinde ve sürekli olarak mescitlerde saf tutmalı ve yerini almalısın. Çünkü peygamber (sav) ve onun sahabesi vakit namazlarını mutlaka cemaatle kılardı. Bu konuda peygamberimiz çok ciddiydi; “Eğer halk yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa cemaate gelirlerdi.” Ayrıca “”Kim yatsıyı cemaatle kılarsa, gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi olur. Kim hem yatsı hem de sabahı cemaatle kılarsa, bir geceyi ibadetle geçirmiş gibi olur” Buyurarak cemaatle namaz kılmanın faziletinden haber vermişlerdir. Sen bu habere kulak vermeli ve gereğini yerine getirmeye gayret etmelisin.

Ey kardeşim!

Buhari ve Müslimin hocası Ubeydullah (r.aleyh) anlatıyor: “Yatsı namazının cemaatini hiç kaçırmazdım. Bir gün misafirle meşgul olarak cemaati kaçırdım. Sonra Basra şehrinin camilerini dolaştım, fakat her yerde cemaatin dağıldığını, camilerin kapandığını gördüm. Eve döndüm ve kendi kendime tek başına kılınan namaza göre cemaatle kılınan namazın sevabı yirmi yedi derece daha fazladır deyip namazımı yirmi yedi defa kıldım ve yattım. Rüyamda kendimi bir süvari kabilesiyle beraber gördüm. Fakat atımı sürmeğe çatlığım halde onlara bir türlü yetişemiyordum.” Guruptan biri bana dönerek: “Boşuna atını yorma. Çünkü bize yetişmenin imkânı yoktur” dedi. Sebebini sordum, adam: “Çünkü bizler yatsıyı cemaatle, sen ise tek başına kıldın” dedi. Bende üzüntü içerisinde uyandım.” Öyleyse sen vaktini iyi değerlendir. Takva mescitlerinde yerini al ve namazını cemaatle kılmaya çalış.