Ey kardeşim!

Her inancın ya da felsefenin kendi dinamiklerini ayakta tutan kavramları vardır. Bu çerçevede Kuran-ı kerim ve sünnetin bize sunduğu en önemli kavramlardan birisi ise cihattır. Bu kelime ayeti kerimelerin ruhu, hadisi şeriflerin özü ve peygamberlerin (as) tebliğinin esasıdır. Kadın ve erkek müminler bu salih amelin ışığında Allah’ın (cc) rızasını kazanmışlardır. Bil ki cihad; bir imtihandır, hem inanç hem ibadet ve hem de ameldir. Bu üç vasfın sende bulunmasına dikkat et. 

Ey kardeşim!

Gayret etmek, yorulmak ve meşakkat çekmek, ısrarcı olmak, infak etmek, Allah (cc) yolunda savaşmak, düşünmek, mücadele etmek, ilan etmek, içtihatta bulunmak ve Allah’ın (cc) dininin egemen kılma çalışmalarının adıdır cihat. İman eden erkek ve kadın müminlerin sorumluluğu ve inançların gereğidir cihat. Bundan kaçmak ya da mazeretler arkasına sığınmak imanın sorgulanmasını beraberinde getirir. Ve hayatın adı Bedir meydanıdır. İnanç ise tercihi gerektirir. Bedir’de ya Muhammed’in (sav) safında olmak ya da Ebucehilin safında olmak vardır. Başka seçenek yok! Sen Muhammed’in (sav) safında olmalısın.

Ey kardeşim!

“Hayat iman ve cihattır.” İmam-ı Malik ve bazı âlimler, cihadı İslam’ın altıncı şartı olarak kabul etmişlerdir. Bütün İslami emirlerin Müslümanlar tarafından yerine getirilmesi farzdır. Ancak, cihad, Zaman ve zemin içeriğinde erteleme kabul etmeyen İslami bir rükündür. Onun ihmal edilmesi berberinde başka İslami değerlerinde elden çıkmasına neden olur. Rivayet edildiğine göre bir adam: Peygamberimize (sav) “Ya Resulallah! Bana cihad etmeye denk olan bir amel söyle.” Dedi. Peygamberimiz (sav): “Ben, böyle bir amel bilmiyorum.” Diye karşılık verdi. Şimdi sen cihadı daha iyi anlamaya çalışmalısın.

Ey kardeşim!

Cihad yalnızca Allah (cc) yolunda savaş (kıtal) değildir. O hayatın her anında yapılması gereken düşünsel, kalbi ve fiili bir sorumluluğun adıdır. İslam’da savaş ya da silahlı mücadele en son çare olarak kabul edilmiştir. Yenilginin kesin görüldüğü durumlarda da cihadın bu boyutu caiz değildir. Müminlerin canını, malını ve namusunu telef etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Sen yaşadığın coğrafyada cihadın hangi aşamasının gerekli olduğunu tespit etmelisin. Bu konuda Peygamberimiz (sav) senin için en güzel örnektir. Sakın bu örnekten ayrılma.

Ey kardeşim!

Firavunların, Nemrutların, Ebucehillerin ve onların çağdaş takipçilerinin en çok korktukları amelin adı cihattır. Seni korkuturlar ya da unutturmaya çalışırlar. Eğer başaramazlarsa, seni uzlete, seni inzivaya ve seni Kâbe’nin gölgesinde ibadete çağırabilirler. Sakın aldanma. Peygamberimiz (sav): “Birinizin cihada çıkması, yetmiş sene uzlette ibadet etmesinden daha üstündür. Maksadınız, Allah’ın Teala’nın sizi affedip cennete götürmesi değil midir? Öyleyse, Allah yolunda cihad edin. Çünkü bir süt sağımı süresi kadar Allah yolunda cihad eden bir kimseye cennet vacip olur.” 

Ey kardeşim!

Cihad etmek: aşkı, sevdayı ve şehadet özlemini beraberinde getirir. İnanç, ilim, bilgi, birikim ve bilinç cihad için olmazsa olmazlardandır. Cahiller bu güzel ameli lekeler. Sen önce âşık ol sonra onu özle. Çünkü âşık olmayan çileyi ve meşakkati göze alamaz. Rivayet olunur ki, iki Salih insan savaş meydanında atlarının üzerinde cihad ederlerken, biri diğerine “ben kendimi düğün gecesinde hissediyorum. Sen kendini nasıl hissediyorsun” diye sorar. Güzel kardeşim! Sen âşık olmalısın.