Ey Kardeşim!

“Yalnızken Müslüman olmak” Bu cümleye iyice dikkat etmelisin. Müslüman demek Allah’ın (cc) ve Peygamberin (sav) emirlerine teslim olan demektir. Bu teslimiyet hem yalnız hem de topluluk halinde iken olmalıdır. Yani hayatın her anını Müslümanca yaşamak. Bu ise ihsan derecesi olarak adlandırılır. İhsan ”Allah”a: Onu görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Çünkü her ne ka­dar sen Onu görmüyorsan da O seni muhakkak görür.” Şimdi sen kendine bir bak? Teslimiyetinin boyutunu ölçüver.

Ey Kardeşim!

İnsan tek başına kaldığında günah işler ve halk arasında dindar görünecek olursa; Allah’a (cc) kulluk yerine insanlara gösteriş (riya) yapmış olur. Öyle ki halka hoş görünmüş ama Haktan korkmamış olur. İnsanlara saygı göstermiş ama Allah’a (cc) tazim etmemiş olur. Onların hatırı için bazı şeylerden vazgeçmiş ama Rabbi için terk etmemiş olur. Bu ise riyadır. Bil ki! Riya küçük şirktir. Şirk ise cehennem ateşidir. Sen bu davranış biçimlerinden mutlaka uzak kalmalısın. Unutma “Hakkın ali hatırı hiçbir hatıra feda edilmez”

Ey Kardeşim!

Şunu hatırından çıkarma; insanlarla karşılaşıldığında itaatkâr görünmek ve tek başına (yalnızken) günahlarla iç içe olmak Allah’ın (cc) gazabını celbeder, insanı cennetten mahrum eder ve cehenneme yolcu eder. Bil ki! Hiç kimsenin olmadığı ve seni hiçbir kimsenin görmediği yerde Allah (cc) seni görmektedir. Hem senin varlık nedenin unutulmak değil Allah (cc) tarafından hatırlanmak olmalı. Sen hayatının her evresinde O’nu unutma ki O’da seni ölüm anında ve mahşerde unutmasın.

Ey Kardeşim!

Şeytan ve dostları bir insanın yalnız anını gözetler. Bu anı fırsat bilip kötü düşünce ve davranış biçimini insana telkin ederler. Ancak yalnız bulunan kimse zikir, fikir ve tefekkür içerisin de bulunuyor veya ilim tahsili ile meşgul ise ateşten ve iki ayaklı olan şeytanlar o kimseye zarar veremezler. Zaten Müslüman insan yalnız insan olamaz. Ancak fiziki olarak yalnız olabilir. O daima Allah (cc) ve melekler ile birlikte olduğunun bilincindedir. Öyleyse sen her daim bu bilinç ile dolu olmalısın.

Ey Kardeşim!

Halkın içinde ortaya koyduğun İslami davranış biçimini ve takva görünümünü yalnız olduğun zamanlarda da sergilemelisin. Günahlardan uzak kalma halini kimselerin olmadığı yerlerde de sürdürmelisin. İnsanlara yaptığın İslami nasihat ve sohbetlerin gereğini yalnız olduğun zaman dilimlerinde de yerine getir ki, şu ayeti kerime ile muhatap olmayasın; “İnsanlara iyiliği emreder kendinizi unutur musunuz? Hâlbuki kitabı okuyorsunuz. Hala akıl etmeyecek misiniz?” söylediğini yapmamak münafıkların özelliğidir. Sen hal ehli ol. Sözün ve halin uyumlu olsun.

Ey Kardeşim!

Aş, iş ve eş hep seni meşgul etmesin. Sen onların değil onlar senin peşinden gelsin. Her daim halkla beraber olma. Halk içerisinde hakla beraber olduğun gibi yalnız hak ile olduğun anlarında olsun. Seninde Hıra mağaran olsun. Gecenin derinlikleri neden Hıran olmasın ki! Kendini Hıra mağarasında tefekkürde hisset. Allah’ın (cc) haşyet ve muhabbeti ile gözyaşın sana eşlik etsin. Aklının kontrolünü kalbine ve kalbinin kontrolünü ise O’na ver. Yalnız olduğun zamanlarda yani tenha yerlerde Allah’ı (cc) anmayı fırsat bil. Yalnızlık sevgili ile baş başa olunca güzeldir.