Ey Kardeşim!
Okumak bir öğrenme eylemidir. Çünkü okumanın yanı sıra, dinleyerek, görerek, dokunarak ve ilham ile de öğrenmek mümkündür. İlk peygamber Âdem (as) ile son peygamber Hz. Muhammed (sav) arasında gelen bütün nebiler, okuma eylemi ile iç içe olmuşlardır. Onlara verilen suhuf ya da kitaplar, okunma yoluyla onların davetlerinin merkezini oluşturmuştur. Kitapsız peygamber olmadığı gibi okunmayan kitap da olmamıştır. Ve bütün kutsal kitaplar okunmak için gönderilmişlerdir. Öyleyse sen! Gönderilen son kitabı (Kuran’ı Kerim’i) meal ve tefsiriyle bir kez olsa da mutlaka okumalısın.
Ey Kardeşim!
Okumak kutlu bir eylemdir. Öyle olmasaydı peygamberimiz (sav) okuma yazma bilmeyen sahabelere, okuma ve yazma öğretmeleri karşılığında, müşrik esirleri serbest bırakırımıydı? Çünkü çağlar üstü bir peygamber (sav) bilginin güç demek olduğunun bilincindeydi. Bilginin güç ve yönetme aracı olarak kullanıldığı bir dünyada Müslümanların kitap okuma özürlü olmaları asla düşünülemez. Peygamber (sav) sevdalısına kitap ve düşünce özürlüsü olmak asla yakışmaz. Şimdi, sen en son okuduğun kitabın adını söyler misin?
Ey Kardeşim!
Bil ki! İslam medeniyeti kitap eksenlidir. Hiçbir medeniyetin hafızları yoktur ama İslam medeniyetinin Kur’an Hafızları vardır. Hafızlar medeniyetinin temsilcileri, vahyin ilk emrinin “Ikra” oku olduğunun bilincinde olmalıdırlar. O halde okumak ilahi bir sayhadır. Bu sayhayı üflemek rızayı ilahiye ye mazhar olmaktır. Bilgi peygamberi (sav): “İnsanlar ya âlimdir, ya da öğrenicidir. Geriye kalanlar ise, basit ve sefil kimselerdir” buyurmaktadır. Sen kitaplı ol. Yani ya âlim ya da öğrenci, sakın diğer ikisinden olma!
Ey Kardeşim!
Okumaların vahiy eksenli olmalıdır. Çünkü Allah (cc); “Yaratan Rabbinin adıyla oku”(96/1) buyurmaktadır. Vahyin aydınlığında; tarih, sosyoloji, felsefe ve edebiyat okumalarını sürdürmelisin. Doğu ve batı klasikleri ile tanışmalısın. Çünkü bozulmamış fıtratlar her zaman doğruya götürür. Günlük gazetelerin, haftalık dergilerin, el kitaplarının yanı sıra mutlaka kaynak kitaplar da okumalısın. Çünkü büyük insanlar büyük kitaplar okur.
Ey Kardeşim!
Müslüman ufku geniş insandır. Bulunduğu her ortamda söyleyeceği sözü olan, dinleyen ve dinlenilen birisidir. Çevresi ile tanışık ve barışık bir yapısı vardır. Konuşması gümüş ve susması altındır. Bu donanımı kendisine sağlayan ise kitaplardır. “Ümmül Kitap” kitapların anasından beslenen bütün kitaplar güzeldir. Onların yetimliği çocukların yetimliğinden daha acı verir. Başlarının okşanmasını bekleyen çocuklar gibi kitaplarda tozlarının alınması, kapaklarının açılarak yüzlerine gülümsenmesi ve sayfalarının çevrilerek ellerinden tutulmasını beklerler hep. Sen kitapları yetim bırakma olur mu?
Ey Kardeşim!
Her ramazan ayında inen ayetleri, Cebrail’e (as) okuyan peygamberimiz (sav) şöyle buyurur: “Âlim kimsenin abid kimseye karşı üstünlüğü benim sizin en aşağı mertebede olanınıza karşı üstünlüğüm gibidir. Allah ve Melekleri, göklerin ve yerlerin halkı, hatta yuvasındaki karıncalar hatta balıklar, insanlara hayır ve faydalı şeyler öğreten kimseye dua ederler.” Öyleyse, üstün olmak, dua almak ve öğretmek; Ancak kitaplarla mümkündür. Sakın kitap okumayı sevmiyorum deme. Senin varlık nedenin bilgi medeniyetini inşa etmektir. Ancak bunun için fikir işçileri aranıyor. Kitabını eline al ve sen bu işçilerden ol.