Ey kardeşim!
İslam bir bütündür ve hayatın tamamını kucaklar. Özelde insan (kalbi, akli ve fiili) olmak üzere genelde de bütün varlıklarla ilgili kurallar koymuştur. “insan başıboş bırakılacağını mı zanneder” ayeti kerimesi bunun bir ifadesidir. Para, mal ve mülk bunların elde edilmesi ve elden çıkarılması da İslami bir kurala tabidir. Bunlardan birisi infaktır. Sen bu kurala uy. Bil ki infak, Rabbin gazabını giderir ve kötü biçimde ölmeyi önler.
Ey kardeşim!
Kur’an-ı Kerim’in ilk ayetleri, takva kulların özelliklerinden bahseder. Bu özellikler içerisinde infakta yer alır. Namaz da infakla beraber anılır. Ancak namaz kılan münafıklar olsa da, infak veren, Allah (cc) için harcayan münafıklara rastlanmaz. İslam tarihine bakıldığında görülecektir ki Müslümanları münafıklardan ayıran en önemli iki özellik; infak ve cihattır. Münafıklar infak ve cihattan hep kaçınmışlardır. Sen münafıklara benzeme.
Ey kardeşim!
İslam’ın ilk dönemlerinde sahabe Peygamberimize (sav) “malımızdan ne şekilde, ne miktarda harcayalım?” diye sormuşlardı. Bu soruyu ayeti kerime “ihtiyacınızdan artanı verin” (2/219) olarak cevaplamıştı. İslam’ın egemen kılınması için günlük ihtiyaçlarının haricinde kalan kazançları infak edilirdi. Sonraları bu hüküm değişti ve göreceli olarak uygulandı. Öyleyse sen İslam’ın egemenliği için; anın vacibi gereği, kazandıklarından Allah (cc) için en iyisinden ve en güzelinden infak etmelisin.
Ey kardeşim!
Şeytan, bir insanın sadaka vermesini, hayır yapmasını, zekat vermesini bu konuda Müslümanlara ve İslami çalışmalara yardım etmesini yani infakta bulunmasını istemez. Malın ve paranın eksilmesi ile yoksullukla korkutur, vesvese verir. Hâlbuki Allah (cc) yapılan infakın karşılığının kat kat artırılacağını buyurur. Senin tercihin Allah’ın (cc) emirlerinden yana olmalıdır. Asla şeytan ve dostlarından yana değil. Unutma! Hayır yapanlara kıyamet gününde korku yoktur ve onlar o gün üzülmezler de.
Ey kardeşim!
Bir ekmek parası kadar dahi olsa infak ibadetini (sorumluluğunu) yerine getir. Çünkü değişmeyen ve mutlak ölçü Kur’an-ı Kerim “onlar bollukta da darlıkta da infak ederler” buyurmaktadır. (3/134) Bu ölçüyü asla ihmal etme. Efendimiz (sav) “su ateşi söndürdüğü gibi, sadakada günahları söndürür. Sadaka güneşin karı eritmesi gibi, günahları eritir.” müjdesini verir bize. Öyleyse O’nun (sav) bağlılarına bu müjdeyi yerine getirmek düşer. Sevda yüklüm sen! Bu müjdenin gereğini yerine getirmelisin.
Ey kardeşim!
İnfak vermek ve hayırda bulunmak paranın ve malın putlaştırılmadığının bir ifadesidir. Sen dünyayı putlaştırma. Rivayet edilir ki, Zülkarneyn fethine devam ederken bir kabileye rastlar ve kabile reisine: “sizi diğer insanlardan farklı bir durumda görüyorum. Dünyaya hiç değer vermiyor, para biriktirmiyor, altın ve gümüş nedir bilmiyorsunuz.” Kabile reisi: “Dünya aldatıcı, para fitneci, altın ve gümüş de oyalayıcı oldukları için, bunlara yer vermiyoruz.” diye cevaplar. Şimdi sen bu fitneye öncelikle kalbinde yer verme. Sonra da yaşantında. İnfak vermeye devam et ve fitneden uzak olmaya çalış.